9 Ekim 2013 Çarşamba
8 Ekim 2013 Salı
"Çivili Tahta" İşbaşı İSG Konuşmaları No:144
Ruhi Öktem
Ağustos 2011 Ayvalık
I-GİRİŞ
Çivili tahtanın öyküsü ile
sizlerle, iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda bir gezinti yaparak, bir çivili
tahtanın nelere kadir olduğu, bazı kavramları da katarak, açıklanmaya,
anlatılmaya çalışılacaktır.
Kaynak: Ruhi
ÖKTEM, İş Sağlığı ve İş Güvenliği, KOSGEB Yayın No: 20,1994, ISBN 975-7608-33-5
Ankğitim Merkezi, Türk Tarih Kurumu Basımevi
“Gözü kör mü
basmasaydı”
“Gözü kör mü düşmeseydi”
Ya da” Kör mü
gözü... “
Toplumumuzda genel kanı bu
yöndedir ve çoğunlukla bir kaza olduğunda bu soruları sorarız. Tüm suç yanlış
davranışı yapan kişide ve veya işçidedir. Ortamın adeta hiç suçu yoktur.
Mükemmel insanlar vardır ve
bunlar asla kaza yapmaz ...
Bir de siz- benim gibi alelade
DİKKATSİZ işçi vardır. İşte tüm kazaların biricik sebebi de bu dikkatsiz
kişidir.!!!
Bu çalışmada çalışma ortamının
kaza üzerindeki etkisi ile İnsanlarımızın neden kazaya elverişli ortam
oluşturmamak için çaba sarfetmesi gerektiğine değinilecektir. Bir kaç örnek ile
çivili tahtanın sebep olacağı şeylere değinilecek; nasıl yangına, koskoca iş
makinalarının durmasına ve nasıl tetanoza sebep olduğu açılmaya çalışılacaktır.
II. ÇİVİLİ TAHTA NIN TEHLİKELERİ
a) YANGIN TEHLİKESİ
Çivili tahta, tahtası nedeni ile
işyerlerinde yangın tehlikesi oluşturur.
Özellikle üst katlarda yapılan
kaynak ve veya Oksijen takımı ile kesme işlemi sonucunda oluşan çapaklar
(şerareler) alt katlardaki çivili tahtaların yanmasına dolayısı ile bu yangının
büyüye işyerini yakmasına sebep olabilir.
O halde toplatılmalıdır!...
b) İŞ MAKİNALARININ TEKERLERİNİ
PATLATMASI TEHLİKESİ
Mobil vinçler, ekskavatörler,
kamyonlar, kepçeler vb. koskocaman iş makinalarının bir adet dahi olsa çivili
tahta yüzünden lastiklerinin patladığı ve bu patlamanın da işin yerine,
mahrumiyet bölgesinde olup olmadığına bağlı olarak yarım günden 3-5 güne
varabilen iş kaybına sebep olduğu bir gerçektir.
Bunda çivili tahta yere
atıldığında (momentum gereği) çivinin sivri ucu yukarı doğru durması
olasılığının çok olması ve tahtanın çivi lastik tekere girerken çiviye destek
olması etkin rol oynar.
Hafızalarda kalan trajikomik bir anektodla
noktalayalım; Kutlutaş AMEC Konsorsiyumu Ümit Köy’ deki Doğalgaz Dönüşüm
Projesi Şantiyesi ne bir kış günü araçlar sabah gelirken, girişteki dik yokuşta
hemen hepsinin tekerlerinin patladığına şahit olduk. Kaza sebebi
araştırırıldığında, kazan dairesinde bir gün önce yakılmış olan çok sayıdaki
çivili tahtanın çivilerinin küllerin arasına karışmış olduğu saptandı. Külü
araçların kaymaması için serpen kişinin bunun sebep olabileceği sonucu yani
araçların tekerlerini patlatabileceğini tahmin edemediği veya çivileri fark
edemediği anlaşılmıştı...
c) ÇİVİLİ TAHTANIN, SONU TETANOZA
VARABİLECEK, AYAĞA BATMA TEHLİKESİ
Çivili tahtanın çivi si yukarıda
anlatılan sebepten ötürü sivri ucu yukarı gelecek şekilde durduğundan,
insanların ayağına batarak işgünü kaybına sebep olmaktadır. Alttan girdiğinde
ayağın tarak kısmını delerek yukarı çıktığı çok rastlanılan bir kaza türüdür.
İşyerinde dolaşan işçi, misafir,
işveren herkes için bu tehlike vardır. Yani çivi sadece işçiyi seçerek onun
ayağına batmaz...( O nedenle işçi güvenliği değil de iş güvenliği )
Burada da bir haftadan az olmayan
uzun süreler iş kaybı olmaktadır.
Çivili tahtayı ortamdan kaldırmadan
çivi batmasından kurtulma yolu, bilindiği gibi, iş ayakkabılarının alt kısmına
boydan boya konan ince bir çelik sac veya çiviyi geçirmeyen bir tabaka
konmasıdır. Bu tür ayakkabılarda çivi o seviyeye kadar batar ama orada kalır
yukarı ayağa kadar geçemez.
Her ne kadar gübreli yerlerde
tetanoz riski daha çok ise de, hele bir de çivisi paslı ise, ayağa battığında
tetanoz aşısı yapılmaz ise, bu defa insanların kaslarını gererek, yüz de bu
nedenle gülümsermiş gibi ifade bırakarak ölüme kadar varan sonuçları olan
tetanoz hastalığına yol açması olasılığı vardır ki bu belki en kötüsüdür. Geç
kalmamalı işyeri düzenli aralıklarla bu aşı ile korunmalıdır. İşçinin yanısıra
işverenin de bu kazanın sonuçlarından etkilendiği Yargıtay Kararları mevcuttur.
III. TARTIŞMA
“Tüm bu anlatılanlardan sonra, ne
yapmalıyız da bu kazalara önlem almalıyız?” sorusunun cevabını arayalım.
En kolay yol; ayağına çivi batan
işçiyi, misafiri, işvereni, iş makinasının operatörünü, kaynak kesme yapan
işçiyi suçlayıp “Gözü kör müydü” deyivermek...
Bu neyi değiştirir? Suçlu
bulunmuştur. Kınarız... Linç mantığı ile içimizi rahatlatır, olayın tekrarını
önlemek için hiç bir şey yapmayız...
Peki o çivili tahtaları ortamda
bırakanın hiç mi suçu yok?...
Suçlu aramak niye?
Bu arada gülmek için bir soru;
çivili tahta kim için bir risk değildir?
Cevap : Hint fakiri

J
III. SONUÇ
Geliniz çivili tahtanın
risklerini en aza indirecek SİSTEMİ kuralım.
A.
Çivileri
tahta dan sökerek sadece tahtadan gelebilecek yangın riskine indirgeyelim.
Çivileri yeniden kullanalım.
B.
Çiviyi
sökmek mümkün değilse hiç olmassa bükelim tetanoz ve batma riskini azaltalım
C.
Çelik
tabanlı ayakkabı giyerek tetanoz ve batma risklerini yok edelim.
D.
Belki
hepsinden önemlisi, çivili tahtayı ortamda bırakmayacak, oluştuğu anda hemen
toparlayarak zararsız hale getirme alışkanlığını işçimize kazandıralım.
E.
Temizlik
tertip düzen herkesin görevi olmalı –herkes kendisini bundan sorumlu hissetmeli
ve yapamıyorsa yapacaklara haber vermeyi ödev edinmelidir.
İnsanların ismini vererek –teşhir
ederek –kınayarak bir yere varılmadığı görüldüğünden, Pozitif İş Güvenliği
Anlayışı ile, suçlu aramak yerine, İngilizce si kafiyeli bir felsefeyi
burda yadedelim;
“No Name - No Blame” İsim
üzerinde durmak yok, kınamak yok .
“Kimsenin ismini verme kimseyi
kınama” dan nasıl iş güvenliği sağlarız?
EĞİTİMLE...
Nasıl bir eğitim?
İşe girişle başlayan ve hemen
hergün işe başlarken işçinin katılımı ile yapılan
- Kısa,
- Anlaşılır,
- Görsel,
- Tekrarlı,
- Planlı,
- Davranışa dönüşüp dönüşmediği
izlenen-ölçülen
İşbaşı- (toolbox) eğitimleri
ile...
Eğitimden sonra?
DENETİM ile,
Çalışma Alanlarına takip amaçlı
sorumlular atayarak, ama asıl önemlisi asıl sorumluluğun işi yapan işçide
olduğu bilincini vererek
Hiç kınamadan, hiç kimseye ceza
vermeden, ismini almadan bu işi başarabiliriz. Ceza ancak inatla bu işi
yapmak istemeyen kişi için son çare olarak düşünülebilir.
Bunun için, sadece,
işverenimizin, bu eğitimlerle edinilecek davranış değişikliklerinin kendisine,
deyim yerinde ise yol, su, elektrik olarak dönüşeceğini bilmesi ve eğitime
önayak olması ve iyi bir izleme ve ucuz atlatmaları (near miss) haber
verme sistemini kurmak istemesi veya buna ikna edilmesi gerekmektedir.
Unutmayalım herkesin gözünün kör
olduğu bir yer bir an mutlaka vardır...
Kazazedeyi suçlayarak, kınayarak
ucuz yolu seçmeyelim, ortamı kaza yapmaya olanak vermeyecek hale getirmek
için sistem kurmaya çalışalım.
"Yeşil El Altın El" İşbaşı İSG Konuşmaları No: 174
YEŞİL EL VE ALTIN EL
Ruhi Öktem
İSİG Bilim Uzmanı - Kimya Yük Müh.

I-GİRİŞ
İş Kazaları incelendiğinde “Acemi” işçilerin iş
kazasına uğraması çoklukla karşımıza çıkan bir olaydır. Bu aslında bir tesadüf
değil bir olgudur. Bu tip iş kazaları
diğer eski çalışanların yardımı ile büyük oranda kolaylıkla önlenebilir. Bunun
için acemi işçinin baretine yeşil bir el çıkartması yapıştırılır.
Yeni bir
işçiye, Ustası O’nun acemi
olduğunu unutarak,3m. den yukarıdaki bir malzemeyi hemen alıp indirmesini söyleyebilir. Ustanın bu
hatası, ( işçinin yüksekte çalışma bilgisi yeterli olmadığı , zimmetli emniyet
kemeri olmadığı için düşmesi olasılığı çoktur)
o şantiye veya işyerinde çalışan tüm personel tarafından, (baretteki
el işaretinin anlamı bilindiği için), giderilmeye çalışılabilir. İşçi nin
yüksekte çalışma ehliyeti kazanmadan yükseğe çıkması –mesela yanında ustası
olmadan, tek başına iken taşlama yapması vb. tehlikeli işleri kaza yapacak
şekilde yapması, o ustalaşana kadar önlenmiş
olur.
Yeni ve deneyimsiz çalışanların yanı sıra,
deneyimli olan, iş güvenliği kurallarına bağlılık gösteren, gönüllü olarak
hem kendi güvenliğine, hem de çalışma arkadaşlarının güvenliğine önem
vereceğini taahhüt eden çalışanların diğerlerinden ayırt edilmesi de,
işyerinde iş güvenliği kültürünün gelişmesi başta olmak üzere kazaların
önlenmesi açısından pek çok avantaj sağlar. Örneğin yeni ve deneyimsiz
çalışanlar işlerini daha güvenli yapabilmeleri için kimden bilgi alacaklarını
çok kolay ayırt edebilirler. Ayrıca
gönüllü taahhütte bulunan deneyimli çalışanların hem kendilerinin, hem de
etrafındakilerin kaza yapma olasılığı da son derece azalmış olur.
Güzel bir sistem değil mi? Sanki etrafınızda bir
koruma çemberi oluşturuluyor!!!
II-YEŞİL
EL VE ALTIN EL NE
DEMEKTİR?
Yeşil El / Altın El Programı deneyimsiz işçiler
arasında yaralanmaları azaltmak için 2001 yılında “Kanada Petrol Güvenlik
Konseyi” tarafından kurulmuştur. “Lafarge Kuzey Amerika” programı benimsemiş ve
iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlendirme ve şirket güvenlik kültürünün
geliştirilmesinde başarılı olduğunu kanıtlamıştır. Şimdi tüm inşaat sektöründe
“İnşaatta İş Güvenliği Kültürü” için bu program teşvik edilmektedir.
Program, yeni ve deneyimli işçileri baretlerine
yapıştırılan “Yeşil El” ve “Altın El” işaretli çıkartmalar ile tanımlar. Bu
program işbaşındaki “Yeni” ve “Deneyimli” işçilerin her ikisinin kolayca tespit
edilmesine, ve İş Güvenliği hakkında
bilgilenmelerine yardımcı olur.
“YEŞİL
EL” SİZE DER Kİ
·
Ben işimde veya
sahada yeniyim
·
İş Güvenliği ile
ilgili soracak çok şeyim var ama kime soracağım emin değilim
·
İşimi güvenli bir
şekilde yapmak için sizin yardımınıza ihtiyacımız var, bu yüzden lütfen bana
kendinizi tanıtın, tavsiyeler verin ve bana karşı sabırlı olun.
“Yeşil El” çıkartmaları şantiyeye işçinin yeni
geldiğini ve güvenli çalışmak için ekstra yardım ve/veya rehberlik gerekeceği
anlamına gelir.
Yeşil El programının amacı, yeni işçilerin
görünürlüğünü yükseltmek ve işe ilk başladıkları aylarda yaralanmaları
önlemektir.
Siz de ilk
başladığınızda acemi idiniz; Lütfen Onları kollayınız...
“ALTIN
EL” SİZE DER Kİ
•
Ben iş güvenliğine
değer veriyorum ve iş güvenliği hakkında tüm iş arkadaşlarımla konuşmayı
taahhüt ediyorum,
•
Eğer beni tehlikeli
veya güvensiz olabilecek bir şey yapıyor iken görürseniz beni
biigilendirmenizi istiyorum,
•
Eğer ben tehlikeli
veya güvenli olmayan bir şey görürsem sizi bilgilendireceğim,
•
Ben baretimde
“Altın El” etiketini kullanmak için gönüllü oldum.
Gönüllü “Altın El” uygulamasının hedefi, iş
güvenliğine uygun davranarak kişisel olarak örnek olabilecek deneyimli çalışanları belirlemektir.
Çalışanın baretinde “Altın el” etiketinin varolması ise , kendi güvenliği ve iş
arkadaşlarının güvenliği için güçlü bir bağlılık gösteriyor anlamına gelir
YEŞİL
EL / ALTIN EL PROGRAMI - 4 ADIM
1.ADIM
Tüm yeni
işçiler, şirketin sağlık ve güvenlik oryantasyon eğitimine katılmış
olmalıdır. Sağlık ve güvenlik ortyantasyon eğitimleri tamamlandıktan sonra,
yeni işçilere baretlerine yapıştırılmak üzere “Yeşil El” etiketi verilir.
2. ADIM
3 aylık* bir deneme süresinden sonra, tüm yeni
işçilerin sağlık ve güvenlik bilgilerinin yeterli olduğunu değerlendiren bir
yazılı sınav yapılmalıdır.
* (Deneme süresinin, şirketin ihtiyaçlarına ve
yapılan işe uygun şekilde değiştirilebilir olabileceğini unutmayın.)
3.ADIM
Yeni işçilerin testleri yapılırken işçinin güvenlik
performansını dikkate almalıdır. Yeni işçiler, şirketin iş güvenliği programı
hakkında bilgi sahibi olduğunu göstermiş ve iş güvenliği performans
beklentilerini yerine getiriyorsa, o zaman “Yeşil El” etiketinin kullanımı
tamamlanmış olur.
4.ADIM
Bu aşamada işçinin baretine “Altın El” etiketi
yapıştırmak istiyor mu öğrenmeliyiz. Çalışanlarımız “Altın El” etiketi kullanmayı
veya hiç bir etiket yapıştırmamayı seçebilir.
NEDEN PROGRAMI
UYGULAMALIYIZ?
Bu uygulamayı benimseyerek şunlara yardımcı
olabilirsiniz:
-Çalışan yaralanmaların sayısını azaltmak,
-Pozitif bir şirket güvenlik kültürünün
geliştirilmesi,
-Yeni işçinin görünürlüğünü yükseltme,
-Deneyimli çalışanların tanınması,
-Çalışanların birbirlerine pozitif yaklaşımını
cesaretlendirmesi
SONUÇ
Yeni başlayan, ehliyeti, yeteneği, bilgisi
tehlikeli bir işi yapmaya henüz yeterli olmayan –dolayısı ile kaza yapması çok
muhtemel olan yardımcı işçilerin bu
sıfatları bitene kadar o tehlikeli işi ustasının gözetimi ve denetimde yapması
sağlanan, Ülkemizde de, pek çok kazayı yeni başlayanların yaptığı düşünülürse,
yararlı olacağı açık olan, “YEŞİL EL ” (GREEN HAND );
VE hem kendi ve hem de arkadaşlarının güvenliğine
önem vereceğini taahhüt eden deneyimli işçilerin belirlendiği ALTIN EL (GOLD HAND)
uygulaması anlatıldı.
Yeşil ve sarı bir tabaka yapışkanlı kağıt ile
çözebileceğiniz kadar ucuz, fakat önleyeceği kazalar düşünüldüğünde çok yararlı
bu sistemi uygulamaya ne dersiniz?
Kaynak: www.safetynetwork.bc.ca
Oksijen tüpü yağlı elle ellenmemelidir!
Yağ ve Oksijen ekzotermik (ısı veren) bir reaksiyona girerek aniden tüpün kaçak olan yerinin kızmasına yanmasına hatta patlamaya yol açabilir.
Tüp patlarsa, gövdesi bir yana, valfi bir yana tıpkı füze gibi içindeki Oksijen boşalana dek, uçarak gider ve önüne geleni tahrip eder.
Bu gerçek gres yağı için de geçerlidir ve Oksijen tüpleri asla gresle yağlanmaz!!!
Yağlı eldiven de bunun için yeterlidir. O gün öğle yemeğinde çok yağlı bir yemeği elinizle yedikten sonra, bir de elinizi yıkamadı iseniz, sakın tüpün vanasını açmaya kalkmayın:(
Tüpe bir yağ sıçraması olursa- ki benim başıma geldi, kimseyi yaklaştırmadan tüp firmasını arayarak yapılması gerekenleri öğrenin ve uygulayın.
Özellikle Hastahanelerde bu gerçeği bilen teknisyen doktor hemşire sayısı endüstride çalışandan az olduğunu düşünüyorum. Endüstride kazası çok oldu ve insanlar öldüğü için daha çok biliniyor. Hastahanelerde de bu özen gösterilmelidir.
Saygılarımla,
Ruhi Öktem
Tüp patlarsa, gövdesi bir yana, valfi bir yana tıpkı füze gibi içindeki Oksijen boşalana dek, uçarak gider ve önüne geleni tahrip eder.
Bu gerçek gres yağı için de geçerlidir ve Oksijen tüpleri asla gresle yağlanmaz!!!
Yağlı eldiven de bunun için yeterlidir. O gün öğle yemeğinde çok yağlı bir yemeği elinizle yedikten sonra, bir de elinizi yıkamadı iseniz, sakın tüpün vanasını açmaya kalkmayın:(
Tüpe bir yağ sıçraması olursa- ki benim başıma geldi, kimseyi yaklaştırmadan tüp firmasını arayarak yapılması gerekenleri öğrenin ve uygulayın.
Özellikle Hastahanelerde bu gerçeği bilen teknisyen doktor hemşire sayısı endüstride çalışandan az olduğunu düşünüyorum. Endüstride kazası çok oldu ve insanlar öldüğü için daha çok biliniyor. Hastahanelerde de bu özen gösterilmelidir.
Saygılarımla,
Ruhi Öktem
RENK KODU (Color code)
İnsanların
güvenli
olmayan
davranışlarının
gözlem
yapılması
ve
uygun
dille ve
davranış
şekli
ile,
insanları kırmadan
dökmeden,
düzeltilmesi
nasıl
gerekli
ise,
ekipmanların
da
düzenli denetimi
hayati
önem
taşır
kazaları
daha
oluşmadan
önler...
RENK KODU SİSTEMİ
(Color Code)
Adım adım iş
güvenliği sistemini oluştururken işyerlerimize yararlı olacağına inandığımız
bir diğer uygulama da Renk Kodu Sistemidir.
Elektrik donanımı
dahil olmak üzere yetkili bir kişinin yapacağı ayrıntılı bir denetimle kablo,
fiş hasrarı dahil olmak üzere kullanıcıya zarar verebilecek sorun oluşturacak
pek çok koşul daha oluşmadan önlenmiş olur.
Bunu yapmak için
de kontrol edilen ekipmanın üzerine o aya mahsus olmak üzere herkesin bildiği
ve işyerinin bir yerinde de ilan edilen renk te bir işaret konulmalıdır.
Böylece kontrol edilen ekipmanlar bir sonraki ay da kontrol edilmemişse bu
herkes tarafından kolayca anlaşılır. Örneğin Mayıs ayının renk kodu kırmızı ise Haziran da bu diyelim yeşil olsun. Haziran
ayında yeşil olması gerekirken hala kırmızı renk taşıyan ekipman, Mayıs Ayında
son kontrolü yapılmış demektir.
Kullanıcı bu ekipmanı kullanmadan once bunun
kontrol edilmesini isteyebilir- istemelidir ki , bu tipik bir iç denetim
demektir. İşletmenizdeki her gözü bir denetçi yaparsınız ki işte size güzel bir SİSTEM anlayışı örneği...
İşte elektrik için yapılan bu kontroller,el
breyzleri, taş motorları, fırçalar, elektrikli testere, kaynak makinaları
vb diğer ekipmanlar için de yapılabilir
ve örneğin kontrol edilen bir vincin
kancasına o ayın rengi bir fırça ile sürülebilir. Bu dışarıdan da görülebilir.
Bu uygulama bir nevi, yetkilinin yaptığı denetimin herkes tarafından
kontrol edilebilmesi sonucunu doğurur.
Kriko gibi hidrolik ile çalışan aletleri kullanmadan
önce, sağlamlığını, doğru tonajlı olduğunu ve üzerinde o döneme ait renk
kodu olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Hasarlı, düşük tonajlı veya üzerinde renk kodu olmayan krikoları
kullanmamalıyız.
Görüldüğü gibi, her işyerinde uygulanabilecek bir kg boya ile, yada birkaç etiket ile yıllarca
uygulanabilecek ucuz ve etkili bir sistem. Yeterki konu bilinsin - yeter ki
uygulama isteği doğsun…
Başarılar:)
Yararlanılan Kaynak: Rod Taylor , “Elektrik
çarpması durumunda ne yapmalı”, Yangın ve Güvenlik, Sayı 85, s. 102
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)